KADINI ÝKÝNCÝ PLANA ÝTEN TOPLUMLAR ÇÖKMEYE MAHKUMDUR

Genel Baþkanýmýz Önder Kahveci, Türk Kadýnýna "Seçme ve Seçilme" hakkýnýn veriliþinin 85. yýlýnda aþaðýdaki mesajý yayýnladý.

"5 Aralýk 1934 tarihinde Türk kadýnýna, haklarýn en büyüðü olan “Seçme ve Seçilme” hakký tanýnmýþtýr. Atatürk, Türk kadýnýnýn seçme ve seçilme hakkýnýn verilmesinin ardýndan þöyle seslenmiþtir: “Bu karar, Türk kadýnýna sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiþtir. Türk kadýný, evdeki medeni mevkini salahiyetle iþgal etmiþ, iþ hayatýnýn her safhasýnda muvaffakýyetler göstermiþtir. Siyasi hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadýný, bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarýnýn en büyüðünü elde etmiþ bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoðunda, kadýndan esirgenen bu hak, bugün Türk kadýnýnýn elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktýr”

Kadýna Fransa’da 1944, Japonya’da 1945, Ýtalya’da 1946, Arjantin ve Meksika’da 1946, Ýsviçre’de ise 1971 yýlýnda tam olarak seçme ve seçilme hakkýna tanýnmasýna raðmen; Atatürk’ün bu sözleriyle medeni olarak ifade edilen pek çok ülkeden önce, seçme ve seçilme hakký kazanan kadýnlarýmýz, ne yazýk ki bugün toplumda hak ettikleri deðeri bulamýyorlar. 

Kadýna seçme ve seçilme hakkýnýn verilmesinin 85. yýlýný kutladýðýmýz bugün aile içi þiddete, töre cinayetlerine kurban giden kadýnlarýmýzýn sayýsý her yýl binleri bulurken, yönetim kademelerinde, sivil toplum örgütleri içerisinde, çalýþma hayatýnda kadýnýn adý neredeyse yok. Bu durum dahi birçok toplumdan daha önce seçme ve seçilme hakký elde etmiþ olan kadýnlarýmýzýn, 1934’ten bugüne kadar yaþadýðý ihmali ortaya koymaktadýr. 

Bir ülkede, getirilen hukuki düzenlemelerin toplumsal yaþama yansýmasý için toplumsal algýnýn da bu yönde geliþtirilmesi gerektiði gerçeðiyle yüz yüzeyiz. Kadýnlarýn hukuki haklarýný kullanmasý için yasal düzenlemelerle birlikte, hukuk kurallarýný hayata geçirecek olan bireylerin de yeterli olgunluða eriþmesi ve uygun toplumsal kültürün oluþturulmasý gerekmektedir. Bu nedenle öncelik mutlaka, evrensel, eþitlikçi bir toplumsal kültür oluþturmak olmalýdýr. 

Kadýný ikinci plana iten toplumlar, kendisini ayakta tutacak dinamiklerden birini kaybettikleri için çökmeye mahkûmdur. Bir zincirin gücü, en zayýf halkasýnýn gücü kadardýr. Kadýn ne denli güçlü ise toplum da o denli güçlüdür. Kadýnlarýn en temel ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, medeni haklardan mahrum býrakýlmasý, küçük yaþta evliliðe zorlanmasý, çalýþma haklarýnýn elinden alýnmasý kabul edilemez bir durum olarak, toplumlarýn geri kalmasýna ve çöküþüne yol açacaktýr.

Bu düþünceler ýþýðýnda Türk kadýnýnýn seçme ve seçilme hakkýna kavuþmasýnýn 85. yýlýný kutlarken, baþta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadýnlarýn annelik sýfatýyla sahip olduklarý kutsiyetin farkýna varýlmasýný ve uðradýklarý her türlü haksýzlýðýn son bularak, toplum içinde eþit bireyler olarak yer almalarýný diliyor, tüm kadýn kamu görevlilerimizi haklarý için Türkiye Kamu-Sen çatýsý altýnda örgütlenmeye davet ediyorum."

Önder KAHVECÝ

Genel Baþkan